Atatürk ve İslam Tarihi

Daima Konu Görseli

Mert Soysal yazdı...

Atatürk’ün, İslam tarihine olan ilgisi çok derindir ve dönemin görüşlerine göre oldukça bilimseldir. İslam tarihine, Türk-İslam tarihine dair yorumlarını hep bilimsel değerler üstüne oturtmuştur. Leone Caeteni’nin İslam Tarihi adlı eserinde mavi kalemlerle önemli bulduğu yerleri çizmesi (1), liseler için yazdırdığı kitaplarda, İslam tarihine bilimsel olmayan yaklaşımla yaklaşanlara karşı ‘’Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat insanları şaşırtan bir hal alabilir. Siz buna razı mısınız?’’ (2) şeklindeki sözleri Gazi’nin İslam tarihine verdiği önemi açıklayacak niteliktedir.

Atatürk’ün ‘’bilimsel’’  İslam tarihindeki esas görüşlerinden birisi ise Hz. Muhammed’in varisliğini kimsenin yapamayacağına dair kanaatiydi. Ama peygamberin getirdiği inkılabı devam ettirebilecek kişiler vardı, bunlar Halife Ebubekir ve Halife Ömer bin Hattab idi. Liseler için basılan tarih kitaplarında Ömer ve Ebubekir hakkında şöyle bahsedilmekteydi:

‘’Muhammed’in ölümü ile derhal baş gösteren buhranın mühim ve güç dakikasında kendilerini kaybetmeyen yalnız iki zat olmuştur: Ömer ve Ebubekir. (…) Muhammed’in eserini muhafaza etmiş olan bunlardır. Ömer ile Ebubekir’in iffetleri, maksatlarındaki mutlak namuskarlık yalnız umumun menfaatinden mülhem olarak hareketleri, ayrılık ihtiraslarına ve hasis menfaatlere galebe çalmıştır.’’ (3)

Kitap, Hz. Muhammed’in vefatından sonra onun cenaze işleriyle ilgilenen 4. Halife Ali’nin, siyasi işlerle pek iştigal edemediğini bildiriyordu. Ayrıca, Ömer ve Ebubekir’in de peygamberin cenazesine iştirak için pek arzu etmediğini belirtmekteydi (4). Atatürk’e göre Hz. Muhammed’in varisi olacak Ömer ve Ebubekir, İslam’ı siyasi buhrandan kurtarmışlar ama peygambere yakışır şekilde bir cenaze töreni yapmamışlardı. Ali ise kendini siyasi işlerden çektiği için bu ‘’devrim’’in gereğini yerine getirememişti. İşte Atatürk bu yüzden Hz. Muhammed’in varisliğini kimsenin yapamayacağını belirtmişti. Halife Ömer’in yaptığı Arap milliyetçiliği ise yine Atatürk tarafından tenkit ediliyordu (5).

İslam devrimi hususundan ayrı olarak Atatürk’ün kişisel olarak Ali’nin cesaretine hayran olduğu bilinmektedir, Asaf Tevfik Bey’e Kılıç Ali namını verirken Atatürk’ün ağzından şunlar dökülmüştür: Artık Asaf Tevfik yok. Sadece Kılıç Ali var. Ne güzel bir isim. Malumundur ki, Hazreti Ali’nin de diğer adı ‘Kılıç’tır. Hem de Allah’ın keskin kılıcı. Böyle bir birleşme olur da insan Asaf’ı falan nasıl taşır? Hele senin gibi savaşmış bir asker olursa.’’ (6)

Atatürk, Raşid Halifelerden (Ebubekir, Ömer, Osman, Ali) sonra gelen Emevilere ise oldukça negatif bakıyordu. Emeviler, kendi hakimiyetleri uğruna ırkçılık yapıp, Türkleri katledip, Türk kızlarını cariye olarak kullanan bir soydu. Yurtlarını tahrip eden Emevilere karşı Türkler bu zorba iradeye karşı boyun eğmemişler ve varlıklarını kimliklerini korumuşlardır. Atatürk’ün görüşünden ayrı olarak Timur gibi Türk hakanlarının Ehl-i Beyt’ten yana olmasının bir sebebi bu olabilir.

Peki, Hz. Muhammed’in vefatından sonra kimsenin onun yolundan gitmediği veyahut gidemediği nasıl açıklanabilir? Şöyle ki; ondan sonra gelen halifeler, Hz. Muhammed’in yaptığı ıslahatları ilerletmemiş, ilerletmek yerine onları yerinde saydırmıştır. Bu nedenle ise kimse onun verasetini, mirasını üstlenecek kadar birikime sahip olamamıştır (7).

          Atatürk’ün aslında İslam tarihinde Hz. Muhammed’in yerini dolduracak kişinin olmamasını özellikle belirtmesi, kendi yaptığı devrimin varislerinin doğru olmasını istediğini bize gösterir. Atatürk aslında bize Hz. Muhammed’in devrimini, gençlere örnek teşkil etmesi için anlatır. Atatürk’ün liseler için yazdırdığı bu kitaplarda da özellikle peygamberin haleflerinin yaptığı hataların, Türkiye Cumhuriyetince yapılmayacağı belirtilir (8). Peygamberin haleflerinin, peygamberin devrimini ileriye götüremediğini söyleyerek kendisinden sonra gelecek olanlara ‘beni tam olarak anlayınız’ edası gençliğin kulaklarında çınlamalıdır.


[1]  Atatürk şu cümlenin altını çizmişti: Tarih ders çıkarmayanlar için acımazızdır.’’ Bkz. Caeteni, İslam Tarihi, 1924, s.142

[2] Atilla Oral, Atatürk’ün Sansürlenen Mektubu, s.63-64

[3] Kemalist Eğitimin Tarih Dersleri 2, s.117

[4] Kemalist Eğitimin Tarih Dersleri 2, s.116

[5]  Atatürk bir mektupta diyor ki, ‘’Halife Ömer’in yürüyerek ;  Arap ırkından başka yüksek ırklardan oluşan ordunun yüksek ve muhteşem huzurunda o ordunun kumandanlarına karşı yerden taş alarak atmak suretiyle gösterdiği çıplak ve çıfıt Araplık malumunuzdur.’’ Bkz. Atilla Oral, Atatürk’ün Sansürlenen Mektubu, s.62

[6] Ali Güler, İttihatçılar ve Mustafa Kemal, s.57

[7] Kemalist Eğitimin Tarih Dersleri 2, s.118

[8] Kemalist Eğitimin Tarih Dersleri 2, s.118