Niçin İttihat ve Niçin Terakki?

Daima Konu Görseli

Birleşmek ve sınır bilmeksizin ilerlemek Türklüğün doğasıdır. Ama nasıl bir birleşme ve nasıl bir ilerleme? Arkadaşlar, Türk Devrimi’nin değerlerini rehber alan bir birleşme ve laik-halkçı ilkelere bağlı bir Türk milliyetçiliğinde ilerleme vazgeçilmez sondur. Peki niçin bunlara gerek duymaktayız? Çünkü Türk, tecrübe ettiği II. İstibdat yüzünden kaynağı bizzat kendisi olan eserde (Türk Devrimi) silinen olmuş ve mücadelesini verip kazandığı vatanından, hürriyetinden ve haklarından mahrum bırakılmıştır.

Türk milletine mensup olup bu topraklarda doğmak ve böyle şanlı bir tarihe sahip olmak bizim onurumuzdur. Ne yazık ki kurucu iradenin ve idarenin savunucusu ve koruyucusu olmak yasa dışı bir şeymiş gibi yansıtılmaktadır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çıktığı bu yolda gerçekleştirdiği devrim, en büyük birleştirici gücümüz olmalıdır.

Bugün, Anayasamızın kişisel ihtiraslara kurban olması sonucu izlenen politikalar ne Türk’e ne de Türkiye Cumhuriyeti’ne yaraşır bir anlayıştır. Bundan güç alan zararlı fikirler, Türk’ün anayurdunda Türk Devrimi’ne ve getirilerine düşmanlık yapmaktadırlar. Bu ihanetlere, zulümlere karşı ‘’birlikte’’ karşı koymak/durmak esastır. İşte bu ilkeli birleşme ruhu, ilerlemeden bağımsız düşünülemez.

İlerleme yolunda ise bizleri ilk karşılayan unsur 1961 Anayasasıdır. 61 Anayasası, siyasi, sosyal ve ekonomik alanlarda ilerici tutumuyla bir devrimdir. İşte bu devrimcilik ilkesini gerçekten benimsemiş bir askeri-sivil bürokrasi; Anayasa Mahkemesini getirerek siyasi, üniversitelere özerkliği sağlayarak ve bilimi özgürleştirerek sosyal (madde 120) ve sosyal devlet anlayışının benimseyerek (madde 41) ekonomik alanlarda devrim yapmıştır. Daha da önemlisi milli irade ve egemenliği sağlamlaştırmıştır.

Fakat 12 Martçıların bu anayasaya karşı aldığı tutum ve sonrasında 1980 darbesinin getirdiği ‘kapalı toplum’, Siyasal İslam gibi bir belaya yol açmıştır. Bugün maruz kaldığımız baskı ve sömürü düzeni, bu zihniyetin sonucudur. İşte bugün, Anayasa ve hukuk dışı tutum ve davranışlarıyla meşruluğunu kaybetmiş bir iktidara karşı direnme hakkı gereğince 1961 Anayasası, ilerleme yolunda ilham kaynağımız olmalıdır.

Türk Devrimi’ne ihanet, yıllardır teşkilatlı bir karşılık bulamamış ve gerici-bölücü ideolojilerin baskısı gittikçe artmıştır. Anayasamızda, tartışılması ‘’özgürlük’’ olarak lanse dilen, fakat özgürlüğümüzün bizzat kaynakları olan ilk 4 madde, 24. ve 174. maddeler ilerlemenin önündeki en büyük meşalelerdir.

Türk’ün yurdunda masumiyete ve mağduriyete dayanarak ne Türk’ün töresine aykırı rejimlerin ne de bölücülüğün sloganı atılabilir! Arkadaşlar, birleşmeli ve DAİMA ilerlemeliyiz!

Bunun için Türkiye Cumhuriyeti; yeniden devletçi, laik, milliyetçi ve halkçı bir sosyal hukuk devleti olmalıdır!