Kemalistlere Açık Mektup: Tüm Kemalistler Birleşin!
Daima’nın önceki sayısındaki ‘Kemalizm, Sol ve Milliyetçilik’ başlıklı yazımı “Günümüzde vatan, emek ve çağdaşlık mücadelesi birbirinden ayrı tutulamayacak hale geldi. Türk gençliği geleceğini geri almak için emperyalistlere ve maşalarına, yerli ve yabancı burjuvaziye, tarikat ve cemaatlere ve düzen siyasilerine karşı mücadele etmek zorunda. Bu mücadelenin yolu da Kemalizm’de buluşmaktan geçiyor.” diyerek bitirmiştim.
Vatan, emek ve çağdaşlık mücadelesi. Neden bu mücadeleyi vermek zorundayız? Çünkü her zaman olduğu gibi emperyalizm ve işbirlikçileri ülkemizin bölünmez bütünlüğünü ve ulus devleti hedef alıyor. Türk milletinin emeği sömürülüyor. Türkler kendi ülkesinde karın tokluğuna çalıştırılan, mülkiyetsizleştirilen köleler haline getirilmek isteniyor. Gericilik ise sürekli yükseliyor. Türkiye Cumhuriyeti’ni yaşatmak, kendimize ve sevdiklerimize güzel bir gelecek inşa etmek ve sonraki nesillere yaşanabilir bir Türkiye bırakmak için mücadele etmek zorundayız. Bu mücadele bireylerin örgütlenerek verebileceği kolektif bir mücadele.
Bu yazıyı planlarken sadece Kemalistlerin örgütlenmesi üzerine yazmayı düşünüyordum. Ancak hangi ideolojiye mensup olursa olsun Türklük ve cumhuriyet ile sorunu olmayan her kesimin örgütlenmesi gerekiyor. Türkler örgütlenmeli yoksa Türkler kendi vatanlarını savunmaktan aciz kalacak.
Kemalistlerin ne yapması gerektiği konusuna dönersek; bugün örgütsüz en büyük ideolojik kesim Kemalistler. Kemalistlerin bir partisi yok örneğin. Tarihsel olarak Kemalistlerin partisi Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Ancak 2000’li yıllarda bir kitle partisi haline gelmeyi öncelik edinip ideolojiyi ikinci hatta daha geri planda bırakan CHP’de bugün Kemalizm’in esamesibile okunmuyor.
Kemalistlerin demokratik kitle örgütleri ADD ve ÇYDD; devrim şehitlerimiz Muammer Aksoy’un, Bahriye Üçok’un, Ahmet Taner Kışlalı’nın ve nice büyük ismin ADD’si ve ömrünü Türkiye’ye adayan büyük insan Türkan Saylan’ınÇYDD’si. İkisi de iyi niyetli çabalara rağmen etkinliklerini kaybetmiş, kitleleri yaşlanmış, dinamizmini kaybetmiş ve küçülmeye yüz tutmuş kurumlar haline geldi.
Kemalist çizgide yayın yapan medya kuruluşları yok, bir haber sitesi ya da sosyal medya haber sayfası bile yok. Ufak tefek Kemalist gruplar vardı eskiden, artık onlar da yok.
Kemalistler örgütlenmelidir. CHP’de Kemalistler de olmalıdır örneğin ve varlıklarını da hissettirmelidir. Kemalistler demokratik kitle örgütlerini ayağa kaldırmalıdır. Kemalistler ideolojilerinin 21. yüzyıldaki teorilerini yazmalıdır, bunları yaymalıdır. Kemalistler örgütlenmek, mücadele etmek ve Türkiye Cumhuriyeti’ni ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği muasır medeniyetler seviyesine ulaştırmak zorundadır.
Atatürk, Samsun’a çıktığı durumu şöyle açıklıyordu : “Ben 1919 senesinde Samsun’a çıktığım gün elimde, maddi hiçbir kuvvet yoktu. Yalnız büyük Türk Milleti’nin asaletinden doğan ve benim vicdanımı dolduran, yüksek ve manevi bir kuvvet vardı. İşte ben bu milli kuvvete, bu Türk Milleti’ne güvenerek işe başladım. Ben Türk ufuklarından bir gün mutlaka bir güneş doğacağına, bunun hararet ve kuvvetinin bizi ısıtacağına, bundan bize bir güç çıkacağını o kadar emindim ki, bunu âdeta gözlerimle görüyordum.”
Şayet elinde hiçbir güç olmadan Anadolu’ya geçip, milli mücadeleyi örgütleyen ve Türk yurdunu kurtaran Atatürk’ün yolunda olduğumuzu iddia ediyorsak örgütlenmemek, mücadele etmemek gibi bir lüksümüz yoktur. Kemalistler bir kez daha Türkiye’yi kurtaracaktır. Zafer, Kemalizm’in kaderidir!