Küresel Savaş Riski ve Olası Bir Savaşta Türkiye

Daima Konu Görseli

Savaş, bir devlet ya da devletler grubunun diğer bir devlet ya da devletler grubuyla girdiği topyekûn mücadeledir. Bu mücadelelerin başat nedeni de kaynak ve çıkar çatışmasıdır. Tarih boyunca gördüğümüz üzere iki ulus, ülke ya da grubun çıkarları çatıştığı zaman savaş kaçınılmaz gerçek olur. Günümüzde Dünya kaynaklarından aslan payı alan ülke ABD, bu egemenliğin sonsuza dek sürmeyeceğinin farkında. Bu egemenliği bitirecek olan ülke ise Çin. Geçmiş dünya savaşlarını inceleyecek olursak, bu savaşlar başlamadan önce bir ekonomik savaş olduğunu göreceğiz. I. Dünya Savaşı öncesi Almanya’nın birleşmesinden itibaren başlattığı inanılmaz sanayii atılımı, aynı şekilde İkinci Dünya Savaşı’ndan önce Nazi Almanya’sı ve Japon İmparatorluğu’nun agresif yayılma politikaları bu savaşları kaçınılmaz hale getirmiştir. Eğer bahsettiklerimizi bugüne uyarlayacak olursak; Çin Halk Cumhuriyeti bugünün hızla yükselen ve agresif şekilde genişleyen Alman İmparatorluğu, ABD ise eski sistemin olgunlaşmış ve hantallaşmış imparatorluk yükünü taşımaktan yıpranmış ve zamanın aleyhine işlediği taraf olan Britanya İmparatorluğudur.

Dünya siyasetinin suyu ısınırken birçok stratejist ve diplomasi uzmanının hemfikir olduğu konu bu savaşın ‘‘kesinlikle’’ olacağı ve Çin ile ABD arasında Pasifik okyanusunu merkez alacağıdır. Bunun ekonomik nedenleri arasında ABD’nin kronikleşmiş krizler ile sonuçlanan iktisadi politikalarının bir çıkmaza girmesi (Amerikan ulusal borcu şu an 35.828.417.000.000 dolar, bu her vergi ödeyen vatandaşa 271.888 dolar borç düşüyor demek), birçok ülkenin Amerikan petro-dolar sisteminden kaçmak için Çin-Rusya ekseninde büyüyen BRICS bloğuna doğru kaymaları (ki bunlar arasında en dikkat çeken ülkelerden birisi de ABD müttefiki Türkiye) ve bu ilk iki maddeyi daha da kötüye götüren Çin’in ekonomik yayılmacılığı var. Savaş’ın odak noktası olarak öngörülen bölgenin Tayvan ve Çin Denizi olması şaşırtıcı değil; nitekim bu bölgede son dönemlerde ABD, Avustralya, Japonya ve Filipinler’in yaptığı müşterek tatbikatlar sonucu Çin, Güney Çin Denizi’nde muharebe hazırlık devriyesine başladığını bildirdi. Bu savaşa Hindistan ve Rusya’nın da beklenenin aksine Çin’in tarafında girmeyeceklerini öne süren uzmanlar da var çünkü Çin’in bahsi geçen iki ülke ile uzun süredir devam eden bir karşılıklı güvensizlik durumu var. Örnek vermek gerekirse; Çin ile Hindistan arasında bir Keşmir anlaşmazlığı var. Bunun yanında Çin’de bulunan Tibet bölgesi Hindistan’ı besleyen nehirlerin çoğunun kaynağını bulunduran bölge. Bu görüşü destekleyecek şekilde Hindistan da yakın dönemde AUKUS ile teknoloji ve siber savaş alanlarında iş birliğini öngören bir anlaşma imzaladı. Rusya’ya gelecek olursak; Rusya, SSCB dönemi de dahil olmak üzere uzun süredir Çin’e karşı bir güvensizlik duyuyor ve kendisini her zaman Çin ile olası bir savaşa hazır tutuyor. Bundan dolayı da Ukrayna Savaşına rağmen hala kara ordusunun %65 gibi çok büyük bir kısmını Çin sınırında tutuyor. Aynı şekilde Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un: ‘‘Çin ile çok iyi ekonomik ve siyasi ilişkilerimiz var, fakat askeri bir ortaklık asla düşünmüyoruz” demeci de bu tezi destekliyor. Sonuç olarak, yakın dönemde Pasifik okyanusunda başlayıp Orta Doğu ve Afrika’yı içine alacak küresel bir krize yakın olduğumuzu söyleyen ve alanlarında rüştünü ispat etmiş birçok uzman var. Peki bu olasılıkta yurdumuzu bekleyen muhtemel tehlikeler nelerdir ve ülkemiz ne durumdadır?

Türkiye Cumhuriyeti’nin Haziran 2024 itibariyle dış borcu 512 milyar Amerikan dolarına ulaşmıştır. Bunun yanında Eylül ayı itibariyle 12 aylık ortalama TÜFE, TÜİK tarafından %63,47 olarak açıklanmıştır. Önümüzdeki olası bir savaşta ülkemiz savaşa girmese dahi iktisadi yara alıp almayacağı tartışmalıdır. Ek olarak olası bir küresel savaşta komşumuz İran ve İsrail’in konvansiyonel ve hatta nükleer bir savaşa tutuşma riski de göz ardı edilemez. İsrail’in ise İran ile bir konvansiyonel savaşta bölgede ABD ve dolayısıyla NATO aracılığıyla müttefik olarak yanında gördüğü ülke de maalesef bizim ülkemiz. Bu durumda ABD senatosuna yıllık 3 milyar dolar akıtan AIPAC, olası bir savaşta Türkiye’yi savaşa itmesi için Amerikan senatosuna baskı yapar mı? Cevabından emin olacağımız ama kanıtlayamayacağımız bir soru bu. Aynı zamanda topraklarımızdaki İncirlik ve Kürecik gibi NATO üslerinin durumunun ne olacağı da belli değil. Bunun yanında güney sınırlarımızda bulunan 100.000 kişilik, ordulaşan ve üst düzey Amerikan teçhizatları ile donatılmış olan terör örgütü ile ne tür bir mücadele vereceğiz ya da verecek miyiz bunları da bilmiyoruz. Kutuplaşmış toplumumuz, hortlatılan çözüm süreci, sayısı milyonları aşan düzensiz mülteciler, iç siyasetteki istikrarsızlıklar, ekonomik çöküş, siyasallaşan ordumuz ve benzeri birçok negatif faktör bizim olası bir savaşta başımıza gelecekleri ön görmemizi çok kolaylaştırıyor. Ve şu ana kadar bahsetmediğim bir konu daha var: Sayısı on milyonları bulacak Güneydoğu Asyalı mülteciler. Basit bir orantı kurursak; Suriye iç savaşı öncesi Suriye nüfusu 40 milyon idi, şu an ülkemizde sadece takipli 4 milyon mülteci var. Güneydoğu Asya’da sadece Çin ve Hindistan’ın nüfuslarının toplam 3 milyar olduğunu ve ülkemizin Avrupa’ya açılan kapı olduğunu düşünürsek önümüzdeki günlerin ne kadar karanlık olabileceği hakkında fikir sahibi oluruz.

Ülkemiz yukarıda bahsettiğimiz sorunları hızlı bir şekilde gidermezse önümüz çok karanlık, ancak unutmayalım ki tarih her zaman krizi fırsata çevirenlerin tarafında olmuştur. Biz Türk milliyetçileri olarak önümüzdeki fırsatları iyi değerlendirmeli ve durumu iyi tahlil etmeliyiz. Çünkü bu savaş olsun veya olmasın bizim çağımız yaklaşıyor. Bol okumalı, sıkı çalışmalı ve kitle olarak zamanı geldiğinde memleketi bu şerden sağ salim çıkarmak için kararlı bir şekilde ilerlemeliyiz.

 

Kaynakça

-Osman Pamukoğlu, III. Dünya Savaşı, İnkılap Kitabevi, İstanbul, 2019

-Taşansu Türker, Cumhuriyet’in Yani Yüzyılında Yeni Dünya Politikası, Kronik kitap, İstanbul, 2023

-Paul Kennedy, Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşleri, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 1990

-ceicdata.com

-tuik.gov.tr

-stratejikortak.com

-www.ankasam.org