Türk Bayrağı ve Sosyalist Miras: Solun Yeniden Şekillendirilmesi
Zinde Kültür yazdı...
Sola karşı 1971’de başlayıp 1980’de zirveye varan kırım ve ardından bir NATO projesi olarak inşa edilen ‘Kenanist’ rejim, sosyalist solun üzerinden öyle bir geçti ki; sosyalist sol aydınsız ve öncüsüz bırakıldı, geçmişiyle tüm bağları koparıldı, hafızası silindi, gelenekleri yok edildi ve NATO politikalarına uygun olarak yeniden şekillendirildi. Kendi yarattığı mirası reddeden bu yeni sosyalist sol, ya sol-liberalizme ya da Kürtçü hareketin kuyrukçuluğuna sürüklendi. Bu dönüşümün en bariz örneğini ise sürekli tekrar eden Türk bayrağı tartışmalarında görüyoruz. 80’lere kadar devrimcilerin elinde görmeye alışık olduğumuz, Denizlerden Devrimci Yol’a varıncaya dek sosyalist şehitlerin tabutlarına sarılan Türk bayrağı soldan aforoz edildi. Oysa o bayrak 1908’de istibdada karşı dağa çıkanların bayrağıdır, Kurtuluş Savaşı’nda emperyalizme karşı dalgalanan bayraktır, Turan Emeksiz’in uğruna can verdiği bayraktır, Vedat Demircioğlu’nun tabutuna sarılan bayraktır, Deniz Gezmiş’in Mustafa Kemal Yürüyüşü’nde taşıdığı bayraktır, Kavel grevinde, Paşabahçe grevinde, 15-16 Haziran direnişinde işçilerin taşıdığı bayraktır, Gezi İsyanında yerleri gökleri kaplayan bayraktır.
80 sonrası meydanı boş bulup küresel rüzgârı da arkalarına alarak sol üzerinde hegemonya kurmayı başaran sol-liberal ve Kürtçüler, bugün bir sosyalistin elinde Türk bayrağı görmeye dursun, hiçbir gericiye karşı göstermedikleri bir kin ve düşmanlıkla saldırıya geçiyorlar. Üstelik bunlar, destekçisi oldukları kuyu bekçisi örgütün göğsünde Amerikan bayrağı taşımasından da rahatsız olmayan tipler. Amerikan bayrağından bile gocunmayan bu tipler nedense bir tek Türk bayrağı gördüğünde sosyalistlerin ulusal bir bayrak kullanamayacaklarını savunuyorlar. Peki gerçekten öyle mi? Sosyalistler ulusal bayrak kullanmazlar mı? Tabii ki böyle bir şey yok. Mesela Fidel Castro, Batista diktatörlüğüne karşı Batista döneminde de kullanılan ulusal bayrağı kullanarak savaştı ve devrimden sonra ulusal Küba bayrağını aynı zamanda sosyalist rejimin bayrağı yaptı. O bayrak için “ulusal bayraktır, diktatörlüğün bayrağıdır, burjuvanın bayrağıdır, devletin bayrağıdır” demedi. Aynı şekilde; Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti’nin bayrağı ulusal bayraktı, Çekoslovakya Sosyalist Cumhuriyeti’nin bayrağı ulusal bayraktı, Arnavutluk Sosyalist Halk Cumhuriyeti'nin bayrağı ulusal bayraktı, Doğu Almanya'nın, Bulgaristan Halk Cumhuriyeti'nin, Macaristan Halk Cumhuriyeti'nin, Polonya Halk Cumhuriyeti'nin, Romanya Sosyalist Cumhuriyeti'nin, Afganistan Demokratik Cumhuriyeti'nin, Angola Halk Cumhuriyeti'nin, Etiyopya Halk Cumhuriyeti'nin, Yemen Halk Cumhuriyeti'nin, Laos Demokratik Halk Cumhuriyeti'nin, Moğolistan Demokratik Halk Cumhuriyeti'nin bayrakları hep ulusal bayraktı. Sovyetler, Çin, Kuzey Kore ve Vietnam gibi birkaç örnek dışında kalan tüm bu sosyalist ülkeler ulusal bayraklarını aynen veya üstüne orak çekiç, yıldız gibi semboller de ekleyerek kullandılar. Sosyalistler ulusal bayrak kullanmazlar gibi bir iddia, tüm bu sosyalist pratikleri çöpe atmak anlamına gelir.
Peki Türk bayrağı, devletin bayrağı mıdır? Bu ülkenin geleneğinde insanlar; düğünlerde, derneklerde, sünnetlerde, eğlencelerde, yaslarda Türk bayrağı açar. Ev kuranlara bayrak hediye eder. İnsanlar evlerinde temiz örtülere sarıp saklar. Ne devleti? Kimsenin aklına o bayrağı görünce devlet gelmez. Bu ülkenin geleneğinde ve bu halkın algısında her bayrak kendi ulusunun sembolü olarak görülür, tıpkı Türk bayrağını kendi uluslarının sembolü olarak gördükleri gibi. Bunu elbet Türk bayrağına alerjisi olan sol-liberal ve Kürtçü çevreler de biliyor lakin biz de biliyoruz ki onların derdi başka; bu ülkenin bayrağıyla, ilerici mirasıyla, halkıyla, insanıyla derdi olmayan bir sosyalizm yükselir de hegemonyalarını sarsar diye ödleri kopuyor.
O yüzden bin bir kazık yedikleri İslamcılardan veya mayın eşekliğini yaptıkları Amerikan emperyalizminden rahatsız olmazlarken elinde Türk bayrağı olan bir sosyalist gördüklerinde deliye dönüyorlar. Nitekim hegemonyaları sarsılıyor, ezberler bozuluyor. Bu ülkede sosyalizmin önünün açılması evvela solun üstüne çöken ve geniş kitleleri sosyalizmden soğutan bu NATO mahsullerinin temizlenmesiyle olacak.
Türk bayrağı ise nesilden nesile her dönemin ilerici ve devrimcilerinin elinde taşınmış bir bayrak olarak yine bu ülkenin ilerici ve devrimcilerinin elinde yükselecek. Ve dün olduğu gibi bugün de o bayrak en çok bu ülkenin ilerici ve devrimcilerin eline yakışacak. O bayrağı ne faşistlere, ne gericilere, ne de devlete kaptıracağız.”